HACAMAT (KUPA TEDAVİSİ)
Bir çeşit akupunktur yöntemi olan hacamat ile deride küçük kesikler oluşturularak vakumlama yardımıyla bağ dokusunda biriken toksinlerin vücuttan atılması amaçlanır. Bu tedavi; vücudun atamadığı ağır metaller, toksinler, kullanılan ilaç ve gıdaların vücutta bıraktığı kötü etkilerden arınmaya yardımcı olur.
Hacamat normal şartlarda damardan kan verme işlemi ile kıyaslanamaz. Kan verme işleminde vücudun kullandığı açık renkli temiz kan gider. Hacamatla alınan kan ise pıhtılaşmış, jöle/yoğurt kıvamında, tamamen pis ve zararlı kandır. Bu pelteleşmiş pis kan; kan özelliğini tamamen yitirmiş, vücudun artık kullanmadığı, damarda dolaşmayan ve toksik maddeler içeren bir özelliktedir.
Vücudun detoksifikasyon mekanizmasını harekete geçiren hacamat uygulaması ağrısız bir işlemdir. Hasta için herhangi bir yatak istirahatı öngörülmez, hasta iş kaybı yaşamaz, gündelik hayatı etkilenmez.
ABD deki tıp fakültelerinin %60′ında Tamamlayıcı tıbbın bir parçası olarak hacamat eğitimi verilmektedir. Ayrıca bu konuda birçok kurs düzenlenmektedir. Hacamat modern tıbbın dünyada en saygın iki merkezi olan Harvard tıp fakültesi ve John Hopkins Tıp merkezinde uygulanmaktadır.
Ülkemizde ise hacamat hem geleneksel tıp olarak halk arasında yapılmaya devam edilmiş hem de Müslüman cemaatler sünnet olduğu için bu tedaviye sahip çıkarak yapmaya devam etmiştir. Bugün ise artık hacamat, ülkemizde birçok kişi tarafından yaptırılmakta böylelikle hacamatı tanıyıp ilgi duyanların sayısı hızla artmaktadır.
Hacamatın boyun, kulak arkası ve kafa arkasına çok sık uygulanması önerilmez. Ense çukuru ve bıngıldak bölgesine hacamat yapılmaz. Yanık, açık yara, yara izleri, ben ve egzama üzerine hacamat işlemi yapılmaz. Diyaliz ve geçmişte organ nakli yapılmış kişilere yarar/zarar oranı gözetilerek yapılması tavsiye olunur.
Kansızlık, demir eksikliği, tansiyon düşüklüğü olan kişilerde, demir eksikliği ve beslenme problemleri nedeniyle dikkat eksikliği ve zihinsel yetersizlik yaşayanlarda akıtılan kan volümüne bağlı olarak durumu ağırlaştırabilir. Steril şartlarda yapılmayan uygulamalar hepatit B, HCV, HIV gibi tedavisi güç hastalıkların kişiye bulaştırılmasına yol açabilir. Çocuklarda, yaşlılarda, hamile veya mensturasyon dönemindeki kadınlarda, metastatik kanser hastalarında, kemik ve kas problemleri olan kişilerde kontrendikasyon düşünülmelidir. Ayrıca DVT (Deep Vein Thrombosis) rahatsızlığında da hacamatın uygulanmaması gerektiği bildirilmektedir.
TIBBİ NEBEVİDE HACAMAT
Hacamat, İslam dininde Peygamber Efendimizin (SAV) tavsiye ettiği bir sünnet olarak kabul görür.
Çeşitli hadisler buna kaynak olarak gösterilir:
Ebu Kesbe el-Enmari anlatıyor: “Resulullah başından ve iki omuzu arasından hacamat oldu ve: “Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için, bir başka ilaçla tedavi olmasa da zarar görmez!” buyururdu.”
Peygamber Efendimizin (SAV) bizzat kendisi Ebû Taybe adında bir hacamatcıya hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: “Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır.”
Mirac gecesinde yanından geçtiği bir melek grubunun Peygamber Efendimize (SAV): “Ümmetine hacamatı emret!” diye söylediğini Abdullah b. Abbâs rivayet etmektedir. “Eğer sizin tedavi olduğunuz herhangi bir şeyde hayır varsa, o da hacamat yaptırmaktır.”
Bu nedenle hacamat, Peygamber Efendimizin (SAV) şiddetle tavsiye buyurduğu ve bizzat kendilerinin de uyguladığı sünnet olan çok önemli bir tedavi metodudur.